CosmiC Filter Chip "CEP RADYASYON FİLTRESİ"
   
 
  Makaleler.

Uzaktan Cinayetler Yakın!

Mart 31, 2008 · Print This Article

Radyasyonun tanımı yapılırken nispeten fazla nötron yüklü kararsız atomların alfa, beta ve gama ışınları yayarak parçalandığından bahsedilir. Ben, bilimin bu tanımı, anlamını bir türlü tam olarak çözemediği ‘eşya’ üzerinde bir kayıt olarak göremiyorum. Onun yerine bu tanıma “gözleme dayanan bir tahmin” demek daha doğru geliyor. Belki radyasyondan bahsederken ‘ateş’ten yaratılan diğer varlıkların yapılarını da akıldan çıkarmamak lazım. Evet, cinlerden bahsediyorum. Bilen birinin radyasyon-cin ilişkisini tekrar tanımlamasını dinlemek isterdim.

Aşağıdaki makalede çevremizdeki manyetik ortamların insanda tahribata yol açabileceği tehlikesinden bahsediliyor. Şehir merkezleri başta olmak üzere çevremizde elbette manyetik bir alan oluştu. Bunlara ister istemez maruz kalıyoruz. Ancak bundan korunmak için ilk önce etkisini tam olarak anlamak gerekir.

Bildiğim kadarıyla bu ‘titreşim’ hücrede mutasyonu tetikleyen bir özelliğe sahip. O halde siz de hücrenizin ‘titreşim’ini sağlam tutun. Böylelikle ‘doğru ve sağlıklı’ titreşim alanıyla bağınızı koparmazsınız. O bağı koparmayanı da, Allah’ın izniyle, avcı avlayamaz.

Baz istasyonları ve eletronik aletler korunamayan insanlara elbette zarar verecek derecede radyasyon yayıyor. Peki modern tıpta kullanılan MR’lar, röntgen’ler, tomografiler, mamografiler? Onlar bir de sözüm ona iyileştirmek ya da teşhis amacıyla uygulanıyor. Halbuki topraktan yaratılan bir varlığa ateş türevi uygulamak üzerinde düşünülmesi gereken bir şey. İnsan önce zikir halindeki hücresini korumalıdır. Bunu bozan uygulamalarda şifa aramamalıdır.

Üstelik her yeri yavaş yavaş kaplayan bu manyetik atmosfer, alıcıları insan olan bir yayın haline neden dönüşmesin. Belki de nano-teknoloji ürünü maddeleri kullanarak (yiyerek-içerek-giyerek vb.) birer alıcı olan insan, ileride basit bir şekilde yönlendirilebilir. Birden tiroid bezi rahatsızlıklarıyla şikayetçi olan kasabalar duymak mümkün olabilir.

Yazı her ne kadar açık bir saldırı hakkında uyarıda bulunuyorsa da satır aralarından modern tıbba teslim olarak savaşta mevzi kaybetmenin ne kadar yakın olduğu sonucunu çıkarabilirsiniz:

Görünmeyen katiller olarak tanımlanan kablosuz ağlar, yakında kablosuz elektrik aktarımıyla desteklenecek! ABD’de MIT araştırmacılarının yeni tanıttıkları teknoloji, elektrikli cihazların kablo bağlantısı olmadan çalışabilmelerini sağladı! Canlılar, elektrikli sandalyeye bağlanmadan idam edilecek! iyibilgi özel

Kablosuz iletişim sistemleri canlıları ve doğayı alt üst ediyor. Kablosuz ağların yarattığı elektromanyetik alan ve yaydıkları radyasyonun dünyada toplu arı ve karınca ölümlerine neden olduğu ortaya konulurken, birçok canlının da yön bulma kabiliyetlerinin köreldiği belirtiliyor… Elektromanyetik alanların yaydığı ısı ile küresel ısınmanın müsebbibi olduğu düşünülürken, kanser başta olmak üzere bir çok hastalığın itici gücü olduğu da araştırmaların diğer verilerinden..
Bu nedenle kablosuz internet İngiltere başta olmak üzere, birçok ülke okullarında yasaklanıyor… Çocukların cep telefonlarında uzak tutulması isteniyor…

Öte yandan cep telefonu ve kablosuz internet ağları tehlikesine bir yenisi daha ekleniyor: “WiTricity”
Kablosuz elektrik ağı WiTricity, sistemi şu anda, 60 Watt gücünde bir ampulü kablo kullanmadan güç kaynağından 2 metre kadar uzaklıkta yakabiliyor.

Sistemin şimdilik 2,7 metreye kadar etkili olacağı tahmin ediliyor. Şu an için 100 Watt kadar güç aktarması planlanan sistemin verimliliği %40 civarında. Sistem, birbiriyle rezonans sağlayacak şekilde seçilmiş iki parçadan oluşuyor, bunlardan birisi odanın tavanına yerleştiriliyor, alıcı parçaysa güç kullanacak cihaza bağlanıyor. Vericinin tüm odaya yaydığı elektromanyetik alandan odadaki diğer araçlar etkilenmiyor ama rezonansa geçecek şekilde tasarlanmış olan alıcı, dalgalardan etkileniyor. Her odaya bir verici parça konularak tüm evin elektrik dağıtımının sağlanması hedefleniyor. Araştırmacıların 3 ile 5 yıl arasında bir sürede sistemi geliştirerek, satışa sunulabilir hale getirmeleri beklenmekte.

Titreyeceğiz!
Altı kişilik araştırma takımına öncülük yapan Fizik Profesörü Marin Soljacic, bunun ortalama bir laptop için gerekli olan güç kaynağını sağlayabileceğini kaydetti. Slojacic, bu icadın önemli bir kilometre taşı olduğunu dile getirerek, teknolojinin pratik uygulamalar için kullanılabilecek noktada olduğunu vurguladı. Soljacic, teknolojinin belli oranda enerji uygulandığında bir objenin titremesine yol açan titreşim teknolojisi temeline dayandığını anlattı. Aynı titreşim frekansında olan iki nesne aynı dalga boyunda olmayan nesnelerle etkileşirken, enerjilerini verimli olarak birbirlerine aktarabiliyor. Bu konu üzerinde dört yıldır çalışan MIT Ekibinin öğrencisi Aristeidis Karalis de, bu icadın herkesi güç kablolarından kurtararak, pil değişimini en azından ev ya da ofis ortamında ideal uzunlukta tutacağını belirtti.

Pazarlama stratejileriyle “melekleşecek”
Soljacic ve ekibi, teknolojinin aynı odada, aynı güç kaynağından yararlanılması kaydıyla, laptoplar, PDA’ler (el bilgisayarları) veya cep telefonlarında kullanabilmesine kadar geliştirileceğinden eminler. Soljacic, teknolojinin çok uzun mesafede kullanılamayacağını vurgulamak için bu teknolojinin futbol sahasında çalışmayacağını belirtti. Bu deneyin ayrıntıları, haftalık Science Dergisi’nde yayınlandı. Proje, şimdiden tüketici elektroniğindeki büyük firmaların ilgisini çekti. Altı MIT araştırmacısı şimdi, bu projeyi nasıl pazarlanabilir hale getireceklerini planlıyor.
Araçlar etkilenmiyor! Peki canlılar…

Şok şok şok!

Burada şunu sormamız gerekiyor? Konforlu olmak adına kullandığımız kablosuz elektrikli aletler nedeniyle bedenimizin maruz kalacağı elektrik bizi ne hale getirecek? Öyle görünüyor ki artık idam edilmek için elektrik sandalyesine oturtulmamız gerekmeyecek! Ya da şok yaşamamız için, felakete maruz kalmamız!

İsterseniz durumun vahametini anlamak adına elektro manyetik kirlilik ile ilgili yapılmış çalışmalara bir göz atalım: İstanbul Tabib Odası öncülüğünde Prof. Nesrin Seyhan, Prof. Tunaya Kalkan ve Prof. Hilmi Sabuncu başkanlığında yayınlanan “Elektromanyetik Alanlar; Cep Telefonları ve Baz İstasyonlarının İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ve Alınması Gerekli Önlemler” başlıklı bildiri bu konuda referans gösterilen çalışmalardan biri.

Bildiriye göre, yapılan laboratuar çalışmalarıyla, bağışıklık , sinir, nöroendokrin, kalp ve damar sistemi ve kan parametrelerinin elektromanyetik alanlardan etkilendiği görüldü. Toplum düzeyinde çok ciddi sağlık riskleri oluşturabileceği; önemli sağlık sorunlarının uzun yıllar sonra ortaya çıkabileceği uzman bilim adamlarınca vurgulanıyor. Toplumun taşıyacağı bu risk düzeyinin halk sağlığı değerlendirmelerinde kural olarak benimsenen “önlem ilkesi” temel alınarak en aza indirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.

Çocuklar, hamileler ve yaşlılar elektromanyetik alanların sağlık etkilerinden en çok zarar görecek risk gruplarından. Ankara Tabip Odası tarafından yayınlanan bir basın duyurusunda ise, baz istasyonlarının çalışma prensibi ve olası zararları şu şekilde anlatılıyor:

Kanser vak’alarındaki artışın nedeni

“EMR’ler, iyonlaştırıcı EMR’ler ve iyonlaştırmayan EMR’ler olarak iki gruptur. İlk grupta yer alanlar yüksek enerjilerinden dolayı çarptıkları molekülleri iyonlaştırarak, moleküllerin yapısını bozarlar ve olumsuz biyokimyasal tepkimeler sonucunda kanser oluşumunu kolaylaştırırlar. Yapılan çalışmalarda x ışınlarına, gama ışınlarına maruz kalan insanlarda, kanserlerin oluşumu (relatif risk) artmıştır. Baz istasyonları, İyonlaştırmayan Elektro Manyetik Radyasyon (EMR) yayarlar, bunlardan dalga boyu olarak, insan vücut kalınlığı içine düşen mikrodalgalar ve altındaki ışınların, insan vücuduna verdiği zararlar yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Baz istasyonları ve cep telefonlarının yaydığı radyasyon insan dokularında pek çok olumsuz etki yaratmakta, dokularda ayrıca ısı etkisi yaratması yoluyla zarar verebilmektedir. Baz istasyonları gibi alternatif akımla çalışan bütün cihazların etrafında bir elektromanyetik alan (EM) oluşmaktadır. Yapılan deneysel çalışmalar, EM alanına maruz kalan deney hayvanlarında her türlü olumsuz etkiyi belirlemiştir. Yine EM alana maruz kalan meslek grupları üzerine yapılan epidemiyolojik çalışmalar, bu gruplarda lösemi ve beyin kanseri ölümlerinin normal halktan anlamlı bir biçimde yüksek olduğunu göstermiştir.”

Radyasyon her yerde

Tehlikeli Oyuncak: Cep Telefonu kitabının yazarlarından Prof. Dr. Selim Şeker, “Evde kullandığımız traş makinesinden bilgisayara kadar her elektrikli alet radyasyon yayar ama bu bir anda insanı kanserden öldüren cinsten değildir. Etkileri yıllar sonra çıkar. Cep telefonu baz istasyonları da öyle. Yüksek miktardaki elektromanyetik kirlilik insanın beyni başta olmak üzere bütün vücudunun dengesini bozar. Hatta uçakların bile düşmesine neden olur” diyor. Radyasyon konusunda yeterince bilinçli olmadığımızın altını çizen Şeker, radyasyon meselesinin sadece baz istasyonuna indirgenmemesi gerektiği görüşünde.

Elektrikli her şey radyasyon yayıyor

Gerek Prof. Şeker, gerekse de Prof. Çerezci ısrarla şu gerçeğin altını çiziyor; “Elektrikli her şey zaten radyasyon yayıyor, bir de yanlış ve standartlara uygun olmadan dikilen televizyon vericileri ve radyo istasyonları ile baz istasyonları eklenince sağlığımız adına endişe edilecek bir durum ortaya çıkıyor. Uzun vadede ciddi sağlık sorunları yaşanabilir; ayrıca yüksek miktardaki elektromanyetik kirlilik başımıza uçak bile yağdırabilir.”

İnsan sağlığı üzerinde yaptığı tahribat korkunç

“Radyasyon konusu ciddiye alınmıyor. Oysa geçmişte gördük ki elektromanyetik kirliliğin yüksek olduğu yerlerde uçak bile düşebiliyor, bilgisayarlı arabalarda nedensiz kilitlenmeler ve kazalar meydana gelebiliyor. İnsan sağlığı üzerinde yaptığı tahribat da bilimsel olarak ortaya kondu. Durum böyle olmasına rağmen evlerin önünden yüksek gerilim hatları geçiriyor, televizyon ve radyo antenlerini gelişigüzel yerleştiriyoruz; yerleştirirken standartlara uymuyoruz. Her yere yerleştirdiğimiz baz istasyonları da ayrı bir sorun.”

Elekromanyetik Tehlike

Prof.Dr.H.Hilmi Sabuncu



İstanbul Tıp Fakültesi, İş Sağlığı Bilim Dalı Başkanı.
MESKA (Meslek hastalıkları ve İş kazaları araştırma,önleme) Vakfı Başkanı


Tanımlar:



Elektromanyetik Radyasyonlar (EMR), dalga özellikli radyasyonlar olarak tanımlanır. Elektromanyetik Radyasyonlar (EMR) boşlukta yayılma özelliğine sahiptir. Bu tür dalgalar, Dalga boyları ve frekansları ile belirlenir. Tüm elektromanyetik dalgalar, boşlukta aynı hızla yayılır. Bu hız ışık hızına eşit olup saniyede 300,000 km’dir.


Böylece bu dalgaların hızı ile frekans ve dalga boyu arasındaki ilişki :


Işık Hızı (3x 10 10 cm/sn)= Frekans (1/sn) x Dalga Boyu (cm)


* Dalga boyu son derece küçüldüğünde EMR, madde ile karşılaştığında, dalga olmaktan çok, bir enerji kümesi gibi davranır. Bu enerji kümelerine “kuantum” veya “foton” denir. Bu tipteki EMR’ler, X ve gamma ışınlarıdır. Enerjileri çok yükselen bu ışınlar moleküllere çarptığında onları iyonlaştırarak, molekül yapısını,yani yaşamsal fonksiyonlarını bozar ve böylece olumsuz biyokimyasal tepkimeler sonucunda kanser oluşumunu kolaylaştırır. Yapılan çalışmalarda X ve gamma ışınlarına maruz kalan insanlarda, kanserlerin oluşumu (relatif risk) artmıştır. Bu nedenle bu ışınlar, “İyonlaştırıcı Elektro Manyetik Radyasyon” şeklinde ifade edilir.

* Bir diğer Elektromanyetik Radyasyon (EMR) grubu ise, konumuz olan İyonlaştırmayan Elektromanyetik Radyasyonlar (EMR) grubudur. Bu gruba giren Dalga özellikli EMR’ler, az enerjiliden yüksek enerjiliye doğru, Radyo dalgaları, Mikro dalgalar, İnfrared radyasyon, görünür ışınlar ve laser ışınları, Ultraviyole ışınları olmak üzere sıralanırlar. Dalga boyu olarak, insan vücut kalınlığı içine düşen mikro dalgalar ve altındaki ışınların (İnfrared radyasyon, görünür ışınlar ve laser ışınları, Ultraviyole ışınları) insan vücuduna verdiği zararlar yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Mikro dalgaların pişirme özelliği, İnfrared ışınlarının göz merceğine, Görünür ışınların göz dibine, ultraviyole ışınlarının deriye verdiği zararlar artık kesinlikle bilinmektedir.

* Bu gün üzerinde tartışılan konu, Radyo dalgalarının yarattığı zararlardır. Cep telefonlarının kullanım frekanslarının yükseltilmesi ve Dalga uzunluklarının (yaklaşık 15 cm), mikro dalga özelliği göstermesi, halkın bu tipteki radyasyonlar hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması rahatsızlıklar oluşturmuş; ülkemizde, cep telefonu pazarlayan şirket sayısının artması, çevrede kurulan baz istasyonlarının sayısındaki artışlar ve düzensiz olarak her yere konuşlandırılması, denetimsizlik, bu tedirginliği giderek daha da arttırmıştır.

* Cep telefonlarının ve baz istasyonlarının yaydığı radyasyonun insan dokularında oluşturduğu zararları, ısı etkisini, ifade etmek üzere ilgili kuruluşlar tarafından, “SAR (Spesifik soğurma hızı) değeri” kavramı ortaya atılmış ve yine aynı kuruluşlar tarafından standartlar belirtilmiştir. Temel standart olarak “ortalama insan vücut sıcaklığını 1oC arttıran EM enerji yutulmasının zararlı olduğu” kabul edilmiştir. Bu standarda göre kilogram başına dokuların yutabileceği maksimum güç 4 Watt olarak saptanmıştır. Fakat bu değer çalışan insanlar için 0,4 W/kg SAR, genel halk için 0,08 W/kg SAR değerine yani güvenlik sınırlarına çekilmiştir. Genel halk için standartların daha aşağıya çekilmesi, halk içerisinde yaşlıların, çocukların, hastaların ve diğer risk gruplarının bulunması nedeni iledir.

* Diğer taraftan alternatif akımla çalışan bütün cihazların civarında veya üzerinden alternatif akım geçen yüksek gerilim hatlarının etrafında bir Elektromanyetik alan oluşmaktadır. Yapılan deneysel çalışmalar, EM alana maruz kalan deney hayvanlarında her türlü olumsuz etkiyi belirlemiştir. Ayrıca EM alana maruz kalan meslek grupları üzerine yapılan epidemiyolojik çalışmalar, bu gruplarda Lösemi ve beyin kanseri ölümlerinin normal halktan anlamlı biçimde yüksek olduğunu göstermiştir. Burada ifade edilen manyetik alanlar, 50.000 Volt üzerinde alternatif akım taşıyan havai hatlar veya indirme merkezlerinde yapılan çalışmalardır. Daha düşük seviyeli etkilenmeler, örneğin saç kurutma makinesi veya cep telefonları EM alanının etkileri gibi, henüz epidemiyolojik araştırmalarla kesin olarak kanıtlanmamıştır.

* Fakat bu durum, uzun seneler bekleyip, risk gruplarının farklılıklarını belirlememizi gerektirmez. Deneysel olarak (hayvan deneylerinde) kanıtlanan etkileri nedeniyle bu tür Elektromanyetik alanlardan kendimizi mutlaka korumalıyız. Bu alanlar daha önceleri yok muydu? Tabii ki vardı. Fakat taşınabilir cihazlar ile (örneğin cep telefonları, Walkman ve note book bilgisayarlar gibi) bu alanlar, hem insan vücuduna çok yaklaştı, hem de taşınabilir olması dolayısıyla hayati haberleşme yapan araçlara veya merkezlere bilinçsiz olarak sokularak akut zararlara, kazalara neden oldu.

* İnsanın temel yaşam felsefesi, yaşam süresini arttırabilmek için kendisine zarar veren her türlü zararlı etkenden (Fiziksel, kimyasal, biyolojik) uzak durmasıdır. Gen’ lerimiz üzerine çalışan bilim adamlarının ifadesinde DNA’ nın ölümsüz olduğu belirtilmektedir. DNA’ nın bugün ölümlü olması, maruz kaldığı zararlı etkenler dolayısıyladır.


O halde Elektromanyetik ışınlar ve alanların, güncel olarak cep telefonları, baz istasyonları ve elektrikli cihazların sağlığımıza getirdiği riskleri de belirterek, bu etkiler karşısında yapmamız gerekenleri somut önerilerle sıralayıp, makalemizi daha yararlı bir hale getirelim:

1. Elektromanyetik Radyasyonların (Radyo frekansları, Mikro dalgalar, İnfrared, görünür ve Ultraviyole ışınlarının, yani genel olarak iyonize etmeyen radyasyonun) ve bu ışınları kullanan veya yayınlayan cihazların etrafa yaydığı Elektromanyetik alanın, biyolojik sistemler ve insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri, yapılan çok sayıda deneysel çalışmayla kanıtlanmıştır. Cep telefonları ve baz istasyonları gibi EM Radyasyon ve EM alan oluşturan cihazların etkilerinin toplum sağlığı açısından çok ciddi sağlık riskleri oluşturabileceğini; bu olumsuzlukların ortaya konmasının uzun yıllar alabileceğini, bu durumun bu gün önlem alınmamasının bir nedeni olmaması gerektiğini önemle ifade etmeliyiz. Ayrıca İnsanlarda, bu fiziksel etkilenmeler yanında, konu ile ilgili bilgi noksanlığına bağlı rahatsızlıkların oluşturduğu ruhsal sorunların da kesinlikle göz ardı edilmemesi gerekmektedir.


2. Cep telefonu baz istasyonları, oluşturduğu sağlık riskleri dolayısıyla, okul bahçeleri, kreşler, hastaneler, parklar gibi yaşlıların, çocukların, hastaların daha çok bulunduğu toplu yaşam ve kullanım alanlarına kesinlikle kurulmamalıdır. İnsanların toplu yaşadığı bina tepelerine baz istasyonlarının kurulması işlemi, kat maliklerinin kararına bırakılmamalıdır. Baz istasyonlarının nereye kurulması işlemi, bir kurum tarafından mutlaka denetlenmeli ve belirli kurallar çerçevesinde bu istasyonların kurulmasına izin verilmelidir. Kurulan baz istasyonlarının civarında yaşayan insanları ne düzeyde etkilediği hususu kolayca belirlenebilmelidir. Bu ölçümleri kolayca yapabilecek kurumlar süratle oluşturulmalı ve başvurulara süratle cevap verilmelidir.

3. Şu anda piyasada kullanılan cep telefonlarının SAR değerleri kullanıcılara ilan edilmeli ve kullanıcıların uluslar arası standartlarla karşılaştırarak cihaz seçimi konusunda bilinçlenmesi sağlanmalıdır.

4. Özellikle Elektromanyetik radyasyona ve elektromanyetik alana maruz kalan çalışanların, maruziyetleri sonucu ortaya çıkacak olumsuzlukların saptanabilmesi için işyeri hekimleri tarafından periyodik muayenelerinin ve çalışma çevresi ölçümlerinin derhal yapılması gerekmektedir.

5. Belki de Elektromanyetik radyasyona ve elektromanyetik alana en fazla maruz kalan meslek gruplarından birisi hekim grubudur. Bu nedenle hekimlerin bu maruziyetler konusunda süratle bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Hatta hekimlerin çalışma alanlarındaki sağlık risklerinin belirlenmesi için Hastanelerde “İşyeri Hekimliği Kurumu” derhal oluşturulmalıdır.

6. Hastanelerde, ameliyathane ve yoğun bakım üniteleri gibi hayati önem taşıyan elektronik cihazların bulunduğu yerlerde cep telefonlarının kullanılması, hastanın yaşamsal fonksiyonlarını denetleyen cihazlarda yaratabileceği etkileşim nedeniyle kesinlikle yasaklanmalıdır.

7. Cep telefonlarının, toplu taşıma araçlarında, elektronik haberleşme yapan sistemleri, olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle oluşabilecek kazaların önlenmesi amacıyla, cep telefonlarının bu tür araçlarda kesinlikle kapalı tutulması konusunda gerekli uyarıların, sadece görsel uyarılar şeklinde değil, araçlarda gerekli anonslar yapılarak da halkın uyarılması ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu bilinçlendirme eğitiminin araç sürücülerinden başlatılması en öncelikli konulardan biridir.

8. Taşıdıkları yüksek gerilim nedeniyle, etraflarında oluşturdukları Elektromanyetik alanın zararları kanıtlanmış Havai hatların, geçtiği yerler süratle denetlenmeli ve kesinlikle meskun alan bulunmamalıdır. Bu hatlar altında yaşayanlar varsa, bu insanlar kontrol altına alınmalıdır. Ülkemizde bu hatların özellikle olmaması gerektiği şekilde, okulların üzerinden geçtiği görülmektedir. Manyetik alanın şiddeti kaynaktan uzaklığın karesi ve içinde yayıldığı ortamın yoğunluğu ile ters orantılı olduğundan, bu hatlardan mümkün olduğu kadar uzağa gitmeli ve mümkünse bu hatlar, toprak altına alınmalıdır.

 
Cebimizde Baz İstasyonu Taşıyoruz.
 
Baz istasyonları zararlı diye karşı
çıkıyoruz ama, cebimizde,
zararını önleyici tedbir almadan,
EN AZ BAZ İSTASYONU KADAR
ZARARLI
cep telefonu taşıyoruz.
'Çocuklara cep telefonu vermek, onları esrara alıştırmak gibi'
 
Cep telefonunu bırakın çocuklara vermeyi, onların yanında bile cep telefonu kullanmamak lazım.

Küçücük bebekleri cep telefonuyla konuşturuyorlar. Anaokuluna giden çocuklar için üretilmiş telefonlar var. Hatta, dükkan dükkan dolaşarak, daha
8 yaşındaki çocukları için pembe cep telefonu arayan anne babalar var. Pembe yanaklı masum çocukların cep telefonu reklamlarında kullanılması milletçe savunma mekanizmalarımızı bozdu galiba, çocukların oyuncağı gibi görmeye başladık.

Çocuklardan cep telefonunu kesinlikle uzak tutmak lazım. Küçük çocuklar cep telefonlarıyla çok daha fazla radyasyon yutuyor. Adeta anten gibi radyasyonu çekiyorlar.

Çocuklara cep telefonu vermek, onları esrara alıştırmak gibi. Çok küçük yaşta sigaraya başlamak gibi. Çok küçük yaşta sigaraya başlanırsa kümülatif etki daha fazla olur. Küçük yaşta cep telefonuyla konuşmaya başlamanın kümülatif etkisi çok daha korkunç.!
CEP EĞER FİLTRESİZ İSE...
 
Bundan 20 yıl sonra...... cep telefonu kullanmak çok tehlikelidir diyerek kullanılması yasaklanacak. Bir zamanlar sigaranın zararlarından bahsedilmeyip, duvar boyu reklamları yayınlanıp, şimdi yasaklanmaya başlanması gibi... Görelim.
Elektromanyetik kirlilik artıyor.
 
8 Mart - Prof. Dr. Şeker, yaptığı açıklamada, EM enerji kullanımının yaygınlaşmasının insan organizması için büyük bir risk oluşturduğunu ifade etti. EM alanlarının, kısa zamanda hissedilen baş ağrıları, göz-kulak yanmaları, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, uykusuzluk, gündüz uykulu dolaşma gibi rahatsızlıklara sebep olduğunu bildiren Prof. Dr. Şeker, ayrıca uzun sürede ortaya çıkabilen ve hücre yapısı ile vücudun koruma sistemini etkileyen biyolojik riskleri bulunduğunu kaydetti.
 
TOPLAM 40390 ziyaretçi (74065 klik) ziyaretçi kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol